Zina Cinsel Bir Terördür

Toplumların neden çöktüklerini araştıracak olursak; fuhşun, cinsel anarşinin ve gayri meşru ilişkilerin o toplumda çok doğal karşılandığını görürüz. Çünkü cinsel anarşi; toplumun malını, servetini alıp götürdüğü gibi, toplum fertlerinin sağlıklarını da alıp götürür. Hastalıklar sebebiyle sağlıksız nesillerin türemesine sebebiyet verir. Cinsel serbesti sonucunda aile ocakları birer birer yıkılır; toplumun birlik ve düzeni de ortadan kalkar. Aile ve toplum bağları kopmaya başlar. Akrabalık ve yakınlık ilişkileri de tamamen ortadan kalkar…

Cinsel Terör

Toplumların neden çöktüklerini araştıracak olursak; fuhşun, cinsel anarşinin ve gayri meşru ilişkilerin o toplumda çok doğal karşılandığını görürüz. Çünkü cinsel anarşi; toplumun malını, servetini alıp götürdüğü gibi, toplum fertlerinin sağlıklarını da alıp götürür. Hastalıklar sebebiyle sağlıksız nesillerin türemesine sebebiyet verir. Cinsel serbesti sonucunda aile ocakları birer birer yıkılır; toplumun birlik ve düzeni de ortadan kalkar. Aile ve toplum bağları kopmaya başlar. Akrabalık ve yakınlık ilişkileri de tamamen ortadan kalkar. Bakınız; bu tehlikelere karşı Yüce Resul (S.A.V) ne buyurmuş, lütfen dikkat buyurunuz. “Zina ve faiz bir şehirde açığa çıktığı zaman, onlara Allah’ın azabı vacip kılınmış olur”

 

Ailelerimiz, huzur ve istikrar içinde yaşadığımız tek yerdir. İlişkilerin ve tasarrufların düzene sokulduğu merkezdir. Nesilleri eğitmek, dengeli bir hayatı öğretmek, fıtri zevklerini sürdürmek ancak aile ocağında mümkündür. İslam ailesi, sapmaların ve bozulmaların meydana gelmediği tek adrestir.

 

Tek eşli evlilik, Avrupa’da sözde kalmıştır. Gerçek anlamda mesuliyetsiz bir evlilik usulü hâkimdir. Erkek, metresinden bıktığı vakit başından savar ve o da tedricen ‘kaldırım yosması’ haline gelir. Zira onun ilk dostunun istikbale dair hiçbir mesuliyet duygusu yoktur ve zavallı kadının durumu çok zevceli bir aile yuvasında mevki sahibi bir annenin durumu ile karşılaştırılamayacak kadar berbat bir haldedir. Büyük Avrupa şehirlerinde, sokakları dolduran binlerce zavallı kadını düşündüğümüz zaman, muhakkak ki; çok kadınla yaşanmaya izin verdiği için İslamiyet’i eleştirmek Avrupalıların ağızlarına hiç yakışmıyor.

 

İğfal edilmiş, sığınacak bir yerden mahrum yaşamak, gayri meşru çocuğu ile sokağa atılmış, yoldan geçenlerin zevkine kurban ve herkesin hakaret ve nefretine maruz bırakılmış bir halde yaşamaktansa; bir tek adamın meşru zevcelerinden biri sıfatıyla, kucağında yavrusu ile hürmet görerek bir aile yuvasında yaşamak, bir kadın için daha mesut, daha bahtiyar bir durumdur.

 

Evlilik müessesesi, nikâh edilenin din ve doğruluğuna olan rağbet ve sevgiden dolayı kurulmuşsa; akdin en sağlamı, sevginin en devamlı olanı gerçekleşmiş olur. Bu da en fazla beğenilip, takdir edilecek bir sonuçla neticeleneceği için çok önemlidir. Sağlam bir aile hayatının kurulmasının şart olduğuna işaret eden Yüce Resul (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Kadın, dört özelliğinden dolayı nikâh edilir. Malından, soy ve şöhretinden, güzelliğinden ve dindar oluşundan. Sen bunlardan dindar olanını ara ve seç. Aksi halde yoksullaşırsın”

 

Kadınların, çağlar boyunca aşağılandığını ve sürekli istismar edildiğini biliyoruz. Bu noktada; dünyaya bir nur gibi doğan İslam, kadınların her anlamda ve alanda istismarını önlemiştir: Kadını, erkeğin şehvet oyuncağı olmaktan kurtarmış, onu namus ve iffetin ve de annelik faziletinin doruğuna yükseltmiştir. Ayrıca; zinayı ve ona vasıta olan her aracı veya aracıyı yasaklamış ve bir takım maddi ve manevi müeyyidelerle iffet ve namusu sapasağlam ayakta tutmuştur. Yüce Resul (S.A.V) zina tehlikesine karşı; “Zinadan sakının! Çünkü onda dört fena tesir mevcuttur” diye ifade buyurduktan sonra o dört tehlikeyi de şöyle sıralamıştır:

 

a-) Zina yapanın yüzünden Yüce Allah parıltıyı kaldırır.

b-) Rızkı azaltır, evden ve maldan feyiz ve bereketi kaldırır.

c-) Zina, Rahman olan Allah’ı öfkelendirir.

d-) Zina, cehennem ateşinde ebedi kalınmaya sebebiyet verir.

 

Yüce Resul’ün ilmin kapısı olarak işaret ettiği Hz. Ali ise zina tehlikesine karşı şöyle buyurmuştur: “Kadınların en hayırlısı zevcesine muhabbet gösterendir” Başka bir sözünde ise; “Ve günah gizli kaldığı sürece yalnızca sahibine zarar verir. Açığa vurulan günah ise topluma zarar vermeye başlar

 

Konumuzu bir ayet-i kerime ile noktalayalım; “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir.” (Hac–1)

 

Yazar Hakkında

1960 yılında Kırıkkale’de doğdum. İlk ve ortaokulu Kırıkkale’de, liseyi de Ankara’da tamamladım. Üç çocuk babasıyım. Okumayı, araştırmayı, yorum ve eleştiri yapmayı severim. Bu birikimlerimden faydalanarak “Mevtadan Mektup Var! isimli birde kurgu romanım yayınlanmıştır. Roman sevenlere tavsiye ediyorum. Ortaokul ve lise yıllarımda oluşturduğum arşivimden ve günümüz teknolojisinden faydalanarak bu sitede makale yazmaya başladım. Amacım; makaleseverlere doğru bilgiye dayanan yazılar hazırlamaktır. Bilgi birikimlerimi kişisel dünya görüşümle harmanlayıp, okuyucusu ile buluşturmaktır. Okuyucularımdan beklentim şudur; yazdıklarımı beğenin veya beğenmeyin, lütfen yorum yapın, beğenip beğenmediğinizi belirtin. Çünkü; sonuçta yazarlarda insandır, yanılabilir. Hatalarımı göstermeniz dileğimle, hepinize saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum. E-mail: atessbeyy@mynet.com

Allah’a emanet olunuz…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.