Yalan Söylemek ve Yalanın Sonuçları

Yalan Söylemek

Yalan, insanları aldatmak ve istismar etmek amacıyla söylenmiş sözcüklerdir. En yalın hali ile yalanı bu şekilde izah edebiliriz. Yalan üzerinde biraz düşünüp, analiz yaptığımızda; yalanların niçin söylendiğini ve nelere sebep olabileceğini net bir şekilde görebiliriz.

Yalan Örnekleri

Ticaretle uğraşan bir esnaf, rant elde etmek için bayatlamış ürünlerini müşterisine satabilmek için ürünlerinin yeni geldiğini ve dolayısıyla taze olduğunu söyleyerek satabilir. Müşteri, esnafın ahvaline bakıp, ona inanabilir ve bayatlamış ürünü alabilir. Evine gidip, aldığı gıda maddesini ailesiyle birlikte tüketen müşteri, gıda zehirlenmesinden dolayı aile boyu ya hastanelik olabilir, ya da hayatını kaybedebilir.

Şehrin yabancısı olduğunu söyleyerek taksiye binen bir müşteri; şoförden kendisini en kestirme yoldan gideceği yere götürmesini rica edebilir. Şoför, müşterisinin yabancı olmasından faydalanarak, taksimetrenin daha fazla yazmasını sağlamak amacı ile karışık ve uzun yollardan giderken, herhangi bir araç ile çarpışıp kaza yapabilir. Kazada can kaybı olabileceği gibi, büyük hasarda meydana gelebilir.

Yalan ÖrnekleriBir daireyi almak istediği halde alamayan bir kişi; sevmediği bir kişinin o daireyi almaya çalıştığını öğrenebilir. Sevmediği kişinin bu daireyi almaması için sağa-sola yalan bilgiler yayabilir. Daireyi almak isteyen kişi, ortada dolaşan yalanlara inanıp, mal sahibine daireyi almaktan vazgeçtiğini söyleyebilir. Daire sahibi, müşterisini kaybetmenin hırsıyla bu yalanı ortaya atanı bulabilir. Dairesi hakkında uydurulan yalanları yalancının suratına vurabilir; hatta hakaret edebilir. Bu tartışma, hastanede veya polis karakolunda noktalanabilir.

Hastaneden geçmek zorunda kalan sağlıklı bir kişi; bir kadının acil servis önünde feryat-figan kan aradığını görse; kendisinden de kan istense; ölümle pençeleşmekte olan hastayı umursamadan kan gurubunun tutmadığını söyleyebilir; ancak bir ünitelik kan bulunamadığı için hasta kaybedilebilir.

Bir kişi, parkta bulduğu poşete sarılmış birkaç tomar parayı çaktırmadan cebine indirebilir. Uzun süredir alamadığı eşyalarını bu parayla alıp, eşinin veya babasını veya annesinin soracağı soruların önüne set çekebilir. Ancak bulunan para; kaybeden kişinin ev borcu olabilir veya bir emanet olabilir. Şayet para emanet ise; parayı kaybeden kişi emniyetsiz bir kişi durumuna düşebilir. Ya da banka kredisi çekerek ev borcunu ödemek istemiş olabilir. Bu durumda kişi, hem bankaya borçlu kalacak ve hem de ev borcunu ödemeye devam edecek.

Haylaz bir lise öğrencisi, ailesine her gün okula gittiğini ve derslerinin de gayet başarılı olduğunu söyleyebilir. Öğretmenlerinin veya komşularının uyarıları sonucunda ailesi çocuğuna niçin okula gitmediğini sorabilir. Öğrenci, yeminler ederek okula gittiğini söyleyerek ailesini aldatabilir. Bu öğrenci, okulların kapanmasına daha zaman olduğunu, kırık notlarını da düzeltebileceğini düşünerek sokaklarda haylazlık yapmayı amaçlamıştır. Sömestri sonunda öğrencinin kırık notları karneye yansıdığında, söyleyecek yalan bulamayacaktır. Öğrenci bu davranışıyla hem ailesinin bir yıllık emeğini hiç etmiş olacak ve hem de aynı sınıfı tekrar okumak zorunda kalacaktır.

Hâkim karşısına çıkan iki yalancı şahit, kendilerine vaat edilen menfaat karşısında yalan beyanlarda bulunabilir. Yalancı şahitler, yalan beyanlarıyla Hak ve Hukuk ilkelerini terk ederek, adaletin yanlış tecelli etmesine sebep olurlar. Yalan beyanlarla adaletin sürekli yanıltılması toplumun adalete olan güveninin sarsılmasına sebep verir. Yalancı şahitlikle hak sahiplerinin hakları birkaç kuruş menfaat uğruna çiğnenirken; haksızlarında ödüllendirilmesi sağlanmış olur. Bu çirkin davranış; toplumsal barışı ve güveni ciddi şekilde erozyona uğratan aşağılık bir davranış biçimidir.

Evlilikte Yalan Söylemek

Evlilikte YalanAldatıldığını düşünen bir kadın; kendisini aldatıp aldatmadığını eşine sorabilir. Aldatan eş, bir can simidi gibi yalanlara sarılarak böyle bir şeyin olmadığını ileri sürüp, eşini aldatmaya devam edebilir. Takipte olan aldatılan eş, eşine suçüstü yapabilir. Aldatan için artık çok geçtir. Durumu kurtarabilmek için başka yöntemler keşfetmesi gerekecektir. Aldatılan eş ise, bunu bir gurur meselesi yaparak bu evliliği sonlandırabilir. Bu durumda aldatan eş, günübirlik keyfi için severek evlendiği eşine ihanet ederek yuvasının yıkılmasına sebep olabilir. Aldatılan kadın ise, güvenerek evlendiği adamdan hayati bir darbe yemenin acısı ile yuvasını yıkabilir.

Bu yönleriyle yalan, yuva yıkabilen, insanları mezara ve hapse yollayabilen güçlü, güçlü olduğu kadarda iğrenç bir silahtır. Ben bu tür yalanları amaçları ve sonuçları itibariyle ‘Siyah Yalanlar’ olarak tanımlarken; aynı zamanda da ‘Acizlerin Silahı’ olarak görüyorum.

İyiye, güzele ve hayra hizmet için söylenen yalanlar da vardır:

Bir toplulukta; toplulukta bulunmayan bir kişi hakkında çok çirkin iddialar ileri sürülebilir. İnsanların birbirlerine böyle kötü sözler söylenmesinden hoşlanmayan bir kişi, kötülenen kişinin çok iyi bir insan olduğunu anlatabilmek için, aslında olmayan birtakım güzel işlerinden ve huylarından bahsederek, kötülenen kişinin kötülenmesinin önüne geçebilir. Amaç; insanların arasının açılmasını önlemek, birkaç ufak güzel yalanlarla ileride büyüyebilecek hadiselerin veya kırgınlıkların önüne geçebilmektir.

Bir kişi, arkadaşına güvendiği için bir sır verebilir. Bu sır, mahalleden bir kadın veya kız olabilir. Sır sahibi kişi, bulunduğu bir mecliste, birinin gece vakti falanca kızın veya falanca kadının evinin önünde dolaştığını işitebilir. Öfkeli kalabalık, sır sahibine bu namussuzu tanıyıp tanımadığını sorabilir. Sır sahibi tanımadığını söyleyerek sır verenin öldürülmesini engelleyebilir. Sır sahibinin yapacağı şey; ahlaksızlık peşinde koşan arkadaşına gidip, bulunduğunda veya bilindiğinde kendisinin acımasızca infaz edileceğini söyleyerek arkadaşını bu çirkin davranıştan kurtarmaktır.

Arkadaşının uyuşturucu batağına düşmekte olduğunu gören bir kişi; arkadaşına gidip, polisler tarafından sürekli arandığını söyleyip korkmasını sağlayabilir. Bu yalanla arkadaşını bu illetin pençesinden çekip çıkarmak amaçlanmıştır.

Küçük örneklerle aktarmaya çalıştığım bu yalanlar, söyleniş amaçları bakımından bireylere ve toplumlara bulaşabilecek fitneleri ve tehlikeleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Sonuçları ve amaçları bakımından bu yalanlara ‘Beyaz Yalanlar’ diyebiliriz.

Bir kısım insanlar daha vardır ki; kendilerini çok daha farklı göstermek için sürekli yalan konuşurlar. Toplumumuzda bu tür insanlara ‘Torba Ağız’ veya ‘Çom Ağız’ denir. Bu tip kişiler, sürekli yalan konuştukları için sözlerine itibar edilmediği gibi, toplumdan da dışlanırlar.

Kısa ve günlük hayatta yaşadığımız veya yaşamamız mümkün olan bu yalanları sebepleri ve sonuçları itibariyle gördükten sonra; ağzımızda söylemeye hazırladığımız sözcüklerin önünü ve sonunu düşünmemiz gerekir. Bir hiddetle ağzımızdan fırlayan sözcükler bir bumerang gibi dönüp bizi vurabilir. İşte bu noktada Hz. Ali’nin (r.a) şu güzel ve öz sözlerini aktarmak istiyorum: “Söz, ağzınızdan çıkıncaya kadar sizin esirinizdir; ancak söz ağzınızdan çıktığında siz onun esiri olursunuz”

Son söz olarak; yalan söylemekten kendini kurtaramayan kişiler, yalanların en beyaz olanına sarılmalıdır. Böylece, hem kendilerine ve hem de topluma bir iyilik yapmış olurlar. Her ne olursa olsun; yalansız ve riyasız bir hayat yaşamamız dileklerimle.

Yazar Hakkında

1960 yılında Kırıkkale’de doğdum. İlk ve ortaokulu Kırıkkale’de, liseyi de Ankara’da tamamladım. Üç çocuk babasıyım. Okumayı, araştırmayı, yorum ve eleştiri yapmayı severim. Bu birikimlerimden faydalanarak “Mevtadan Mektup Var! isimli birde kurgu romanım yayınlanmıştır. Roman sevenlere tavsiye ediyorum. Ortaokul ve lise yıllarımda oluşturduğum arşivimden ve günümüz teknolojisinden faydalanarak bu sitede makale yazmaya başladım. Amacım; makaleseverlere doğru bilgiye dayanan yazılar hazırlamaktır. Bilgi birikimlerimi kişisel dünya görüşümle harmanlayıp, okuyucusu ile buluşturmaktır. Okuyucularımdan beklentim şudur; yazdıklarımı beğenin veya beğenmeyin, lütfen yorum yapın, beğenip beğenmediğinizi belirtin. Çünkü; sonuçta yazarlarda insandır, yanılabilir. Hatalarımı göstermeniz dileğimle, hepinize saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum. E-mail: atessbeyy@mynet.com

Allah’a emanet olunuz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.