Ormana Evleri: Yıllara Meydan Okuyan Ahşap İşçiliği

Ormana Evleri’nin bir başka zengin özelliği de ahşap işçiliğidir. Geçen yılların aksine değerlenen ve farklı yaşam öykülerinden izler taşıyan ahşap işçiliğinden geriye çok fazla örnek kalmasa da, var olanların korunmasına yönelik çalışmaların artması gerek…

Ormana Evleri’nin bir başka zengin özelliği de ahşap işçiliğidir. Geçen yılların aksine değerlenen ve farklı yaşam öykülerinden izler taşıyan ahşap işçiliğinden geriye çok fazla örnek kalmasa da, var olanların korunmasına yönelik çalışmaların artması gerek…

 

Ormana Evleri: Yıllara Meydan Okuyan Ahşap İşçiliği…

Geçen yıllarla birlikte ahşap işlemeciliği açısından ileri derecede önem taşıyan ev sayısı da azalmaya başlamıştır. Belgeleyebildiğimiz ve Ormana’da ahşap işlemeciliğini simgeleyen birkaç haneden birisi ve belki de birincisi Kahvecioğlu Hafız namı ile maruf, rahmetli Nuri Kahvecioğlu’nun evidir. Bu eve sahip çıkılması ve yaşatılması lazımdır. Nuri Kahvecioğlu varislerinden Hüsnü Kahvecioğlunun bu fikre çok yatkın olduğunu, burayı bir müze haline getirmek istediğini yakından biliyorum.

 

Ormana’da bir müze kurma fikri, ilk defa tarafımdan 1992 yılında ilk Belediye seçimi dolayısıyla başkan adaylarından biri ve grubu için hazırladığımız seçim beyannamesinde ortaya atılmış ve yer almıştır. Bugün bu fikre sahip çıkılması çok sevindiricidir. İçine giremediğimiz evlerden birisi de Kayaağıl mahallesinde Kumruluoğlu Ailesinde Turhan ve Ahmet Kumruluoğluna aittir. Burada gördüğümüz ahşap işçiliği de meraka, görülmeye ve korunmaya değer niteliktedir.

 

Girebildiğimiz bir diğer ev Eyüpoğlu Mustafa Efendi’ye aittir. Daha doğrusu burası bir konaktır. Burada fazla önemde ahşap işçiliğine rastlanmamakla birlikte, evin büyüklüğü, planı, kullanım alanları, geniş mekanlı ve çift şahnişirli oluşu ve diğer özellikleri açısından yapıldığı dönemlerin mimari bir şaheseri denebilir. Sahip çıkılması ve mutlaka korunması gerekir. Bu ifadelerimi keskin hatları ile rahmetli Mustafa Eyüpoğlu’nun varislerine, hayattaki çocuklarına ithaf etmek isterim.

 

İçine girebildiğimiz evlerden, yine rahmetli Küçükustanın hafız namı ile mağruf ve bugün Özbilgin ailesine ait evde de ahşap işçiliğinin güzel örnekleri bulunduğunu, ahşap işlemeli kullanım alanlarından bazılarının yüzlerce yıldır kaybolmayan ve solmayan kök boya ile boyalı ve canlı renkli olduğunu, rahmetli Yüksek Mimar Prof. Lemi Şevket Merey’in çekimlerinden biliyorum.

 

Yine kapalı olduğu için içini göremediğimiz ve dışarıdan belgelediğimiz evlerden rahmetli Bozmemedoğlu Mehmet Ali Ağa’ya, bugün torunları Bozaydın ve Demiröz Ailelerine ait olacağını düşündüğüm ev de tipik bir Ormana Evi’dir. Sokak durumuna uygunluğu gözetilmiş usta bir plan ve Mimarlık örneği olarak dimdik ayaktadır. Diğer birçokları gibi bu da kapalı. Ne zaman görsem konuşur gibi, ama melül mahsun ve de küskün… Bir zamanların örf abidesi rahmetli Eyüboğlu Mehmet ve İzzet Efendilerin o görkemli konaklarının yerinde bugün yeller eser. Mehmet Efendi Konağı’nın yerinde neyse ki bugün mavi yağlı boyalı bir ev var, ama İzzet Efendi Konağı, yerini garip bir beton yığınına terk etmiş.

 

Köyde Belediye olsa, ki aslında var. Belediyede bilinçli yöneticiler olsa, Ormana’nın geçmişteki durumunu ve geleceğini bir düşünse, araştırıp soruştursa, değerlere sahip çıksa, bir plan program yapsa, halkı bilinçlendirip yönlendirse Ormana’da neler olmaz neler.

 

Sanata, geçmişe ve geleceğimize değer veren okuyucularımın konuyu paylaştıklarına inanıyorum. Bu yazıya ulaşabilen Ormanalılar’ın paylaşmadan öte yararlanacaklarını umuyorum.

Hakkında Kısaca

Antalya’nın Safranbolu’su olarak da tanımlanan Ormana Köyü için yazılacak, söylenecek çok şey var aslında. Belki bir dağcı, maceraperest yada sakin bir dağ köyünde yazılarını hazırlamak isteyen bir yazar olabilirsiniz. İşte Antalya, İbradı, Ormana Köyü bu noktada tam da size göre… İletişim: e-mail: m.nihatozbal [at] gmail.com – Detaylı bilgi ve fotoğraflar için: http://www.ormana.bel.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.