Kehribarın Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri, Kehribar Tespihler

Kehribarın tüm özellikleri, yaşına, gömülme şartlarına ve reçine salgılayan ağacın türüne bağlı olarak değişir. Kehribar amorf (şekilsiz) olup, saydam, yarı saydam veya opak olabilir. Sedimentler içinde genellikle düzensiz topak, nodül (yumru), sarkıt veya damlacık şeklinde bulunur.

Kehribar bir mineral olmadığından sabit bir kimyasal formulü yoktur ancak C10 I H16 I O4 şeklinde bir kompozisyon verilebilir. Yapısındaki ana elementler olan C%67-87, H%8.5-11, O%15, S%0-0.46 oranlarında olabilir. Özgül ağırlığı 1.05-1.30 gr/cm3 tür. Tamamen saydam Kehribarın özgül ağırlığı 1.1 gr/cm3 tür. Beyaz renklisinin özg. Ağ.ı 0.90-0.96 gr/cm3 tür ki özgül ağırlığı 1 olan saf suda yüzebilir. Kehribar %10 oranında tuz bulunduran suda yüzecek kadar hafiftir.

Sertliği Mohs sertlik cetveline göre 2.5-3 tür. Kehribarın sertliği, özgül ağırlığı ve kimyasal formulü bulunduğu jeolojik koşullara bağlı olarak lokasyondan lokasyona küçük farklılıklar gösterebilir. Sertlik Baltık bölgesinde 2-2.5, Dominikte 1-2 olup Burma (Myanmar) da 3 civarındadır. Yapısında sıkça bulunabilen succinic asitin formulü ise COOH(H2)2COOH15 şeklindedir.

Turuncu, sarı, kırmızı, kahverengi, konyak rengi, bal rengi, altın rengi, kemik rengi, siyah, renksiz, mavi ve yeşil renklerde bulunabilir. Kehribarın 256 farklı renk tonu katalog haline getirilmiştir.

Kehribar hafifçe ısıtılırsa reçine kokusu duyulur, 150 °C e kadar ısıtılırsa yumuşar, 375 °C civarında ise parlak, dumanlı bir alevle, hoş bir çam reçinesi kokusu çıkararak yanar. Bu özelliği nedeniyle, Almanlar kehribarı bernstein (yanan taş) olarak adlandırmışlardır. Isıtılan kehribar rengini değiştirerek kızıllaşır.(HAS TESBİH)

Kehribarın çözücü maddelere karşı direnci vardır, tamamen erimez. Erime oranları şöyledir: Potasyum – alkol solüsyonu %40-45, Kloroform %24, Alkol %23, Eter %18-23, Metil alkol %13, Benzol %10.

Kehribar fluoresandır (1). UV ışığı kehribara tutulursa ışıldar. Ana fluoresan renkleri sarı, mavi, yeşil ve turuncudur. Fluoresans’ın yoğunluğu kehribar tiplerinde farklı olabilir. Dominik kehribarı mavi ışıldar. Milattan önce 600’lü yıllarda Miletli Thales kehribarın yünlü kumaş, post gibi yüzeylere sürtüldüğünde kıvılcım çıkarttığını görmüş, sonra onun saç teli, saman, odun kıymığı gibi hafif maddeleri kendine çektiğini gözlemiştir.

Bu özellik 2000 yıl gizemini korumuş ancak 1600’lerde Dr. William Gilbert kehribarın manyetik özelliğini araştırmış ve eski Yunanda kehribarın ismi olan elektrondan esinlenerek elektrik sözcüğünü ilk kullanan bilim adamı olmuştur.

Doğal kehribar morfolojik olarak çok farklı biçimlerde olduğu gibi, boyut olarak da çok değişiktir. Mesozoyik (Triyas, Jura, Kretase) döneminden elde edilen kehribar hem az bulunur hem de genelde 1-2 cm. büyüklüğü geçmez. Yaşlı kehribarları oksidasyon, sıcaklık, basınç ve erozyonun fazlaca etkilediği düşünülmektedir. Genelde küçük parçalar halinde bulunan kehribarın 1 Kg.’ı aşan örnekleri çok enderdir. Bazen Berlin Natural Science Museum da bulunan örnekte olduğu gibi, Baltık bölgesinin bilinen tek parça en büyük Kehribarı 47 cm. Uzunluk ve 9.817 kg.lık bir büyüklüğe erişebilir. Bu örnek 1860 ta Stettin (Polonya) de bulunmuştur.

Dünyanın her yerinde, farklı özelliklerde kehribar çeşitleri bulunmaktadır. Görsel olarak incelenen kehribarın, çoğunlukla hangi lokasyona ait olduğu uzmanlarca anlaşılabilmektedir. Dünyada 150 kadar farklı kehribar tipi bilinmektedir. Onun rengi, ışıltısı, sıcaklığı, kokusu, statik elektrik özelliği süs taşları arasında kehribarı özel kılar.

Saydamlık ve yarı saydamlık, ağacın cinsi, reçinenin akışı ve damlamasıyla ilgilidir. Kehribar parçasında, kurumuş reçine üzerine yayılan taze akışkan reçinenin oluşturduğu seviyeler gözlenebilir.

(1) Fluoresans: Bazı maddeler, bir dış kaynak tarafından Örn. Ultraviolet lambası uyarılınca, aldığı enerjinin bir kısmını absorbe ederek uyarılmış hale geçerler. Işınlama kesilince uyarılmış halden temel hale dönerken ışın yayınlarlar. Işınlama kesildikten sonra maddenin yayınladığı ışın kısa süreli ise fluoresans, uzun süreli ise veya ender olarak ışık kaynağına gerek olmadan (Örn. Fosfor) kendisi ışıldamaya devam ediyorsa fosforesans olayından söz edilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Çiçek, Çikolata ve Hediye Sipariş Siteleri Alışveriş Kuponları – Ekim, 2023

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.