Böbrek Kaşıntısı ve Tedavisi
Böbrek yetersizliği hastalıklarında karşılaşılan bir problem olan kaşıntı kendi başına tehlikeli olmadığı halde, kaşıntıya yol açan sebepler tedavi edilmezse ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Peki, böbrek hastalarında kaşıntı neden görülür? Kaşıntı söz konusu olduğunda ne yapmak gerekir…
Kaşıntı böbrek yetersizliği hastalarında çok sık rastlanan bir belirtidir. Böbrek hastalarının yarıdan fazlası hayatlarının bir döneminde şiddetli kaşıntıdan şikayet eder. Bazı hastalarda bu problem çok rahatsız edici olur. Kaşıntı kendi başına bir hastalık değildir; ancak altta yatan bir probleme işaret ettiği için önem kazanır.
Böbrek hastalarında niçin kaşıntı görülür?
Öncelikle şunu noktayı vurgulayalım; böbrek hastalarında kendi hastalıklarıyla ilgisiz bir şekilde de kaşıntı görülebilir. Bu durumda böbrekler veya diyaliz ile ilgili özel bir sorun yoktur; ancak toplumun diğer fertlerinde de görülebilen ve kaşıntıya yol açan bir hastalık söz konusudur. Örnek olarak: alerji, uyuz veya değişik cilt hastalıkları böbrek hastası olmayan kimselerde kaşıntıya yol açtığı gibi diyaliz hastalarında da kaşıntı sebebi olabilir.
Özel olarak böbrek hastalarında kaşıntıya yol açan başlıca nedenler şunlardır:
- Kanda fosforun yüksek olması: Diyaliz tedavisi alan hastalar için fosfor yüksekliği ciddi bir problemdir. Fosforun önemli bir yan etkisi de ciltte depolanması ve böylece kaşıntıya yol açmasıdır.
- Kanda parathormon yüksekliği: Parathormon kemik yapısını düzenleyen bir hormondur. Böbrek yetersizliği hastalarında çoğu kez yüksek bulunur. Böylece hem kemik hastalığına, hem de kaşıntı, kansızlık, kalp hastalığı gibi pek çok belirtiye yol açar.
- Cilt kuruluğu: Diyaliz tedavisi alan hastalarda ter bezlerinin yeterince çalışmaması cildi kurutarak kaşıntı nedeni olur.
- Yeterli diyaliz yapılmaması: Yeterince temizlenemeyen üremik zehirli maddeler sinir uçlarını uyararak kaşıntıya yol açabilir.
- Diyalizde kullanılan ilaç ve maddelere karşı allerji: Bazı böbrek yetersizliği hastaları diyaliz başladıktan hemen sonra şiddetli kaşıntıdan şikayet eder; diyalizin sonlanmasından sonra da kaşıntı geçer.
- Diğer nedenler: Kansızlık, A vitamini ve aluminyum fazlalığı gibi nedenler de kaşıntıya sebep olabilir.
Kaşıntıya böbrek taşının neden olduğu durumlarda böbrek taşı tedavisi sayfasından bilgi alabilirsiniz.
Kaşıntı vücudun hangi bölgelerinde görülür?
Kaşıntı çoğu kez yaygındır; tüm vücut kaşınır. Bazen ise vücudun belirli bölgeleri, özellikle de sırt, daha çok kaşınır. Bazen aşırı kaşımaktan dolayı ciltte tırnakla açılan yaralar, hatta bu bölgeden kanamalar görülebilir.
Kaşıntı hastalara ne şekilde zarar verir?
Tek başına kaşıntı tehlikeli değildir; ancak hastanın hayatını olumsuz yönde etkiler. Gerek diyaliz sırasında, gerekse diyaliz dışı zamanda hastalar sürekli kaşınmak ihtiyacı duyarlar; hatta kaşıntı bazı hastaların rahat uyumasına izin vermez. Bu durum sosyal yönden de hastayı incitir; kalabalık ortamlarda sürekli kaşınmak insanı mahcup duruma düşürebilir; bazı hastalar sırf bu yüzden kalabalık ortamlara girmek istemez.
Kaşıntı kendi başına tehlikeli olmadığı halde, kaşıntıya yol açan sebep, eğer tedavi edilmezse ciddi sıkıntılara yol açabilir. O nedenle kaşıntı, altta yatan bir problemi gösterdiği için hekime tanı koymada yardımcı olan bir belirtidir.
Kaşıntının tedavisi ne şekilde yapılır?
Kaşıntının tedavisi altta yatan sebebe yöneliktir. Örnek olarak:
- Fosfor yüksekliğine bağlı kaşıntılarda ilaçlarla fosforun düşürülmesi yararlıdır.
- Kanda parathormon çok yüksek ise özel tedaviler ile bu hormon aşağı çekilir; kaşıntı böylece geçer.
- Cilt kuruluğu söz konusu ise nemlendirici kremler faydalı olur.
- Yetersiz diyalize bağlı kaşıntılarda diyaliz süresinin ve etkinliğinin artırılması hastayı rahatlatır.
- Diyaliz sonunda ortaya çıkan kaşıntılarda hastanın allerjik olduğu maddenin saptanması önem taşır. Bu maddenin ortamdan kaldırılması ve diyaliz öncesinde kan setlerinin özel allerji ilaçları ile yıkanması da kaşıntıyı önler.
- Bu özel tedaviler yanında genel anlamda kaşıntı giderici haplar ile çoğu kez kaşıntı geçer.
- Bazı inatçı kaşıntı durumlarında ise cilt hastalıkları uzmanı devreye girer; özel ultraviyole ışın tedavisi hastayı rahatlatır.
- Nadiren ayrıntılı allerji testlerinin yapılması ve hastanın allerjik olduğu maddenin bulunması ve bu maddenin ortamdan kaldırılması gündeme gelir. Özel aşı tedavileri de bu allerjik durumlarda yarar sağlar.