Mutlu Olmayı ve Sevmeyi Bilmeyenler

Sık sık bardağın boş tarafını görüp, verdiğimiz ciddi kararlardan pişmanlık duyup, etrafımıza kırmızı örtüye saldıran boğa gibi saldırırız. Saldırırken ruhsal, fiziksel ve psikolojik olarak verdiğimiz zararın farkında bile olmayız. İşler istediğimiz şekilde gitmeyince memnuniyetsizliğin kalbe hapsedilmesi yetmez illaki çevreye de yansıyacak. Neden yaparız bunu, mutlu olmayı, her şeye rağmen sevmeyi bilmiyoruz. Ne var biliyor musunuz?

Hakiki Sevgi

Sık sık bardağın boş tarafını görüp, verdiğimiz ciddi kararlardan pişmanlık duyup,  etrafımıza kırmızı örtüye saldıran boğa gibi saldırırız. Saldırırken ruhsal, fiziksel ve psikolojik olarak verdiğimiz zararın farkında bile olmayız. İşler istediğimiz şekilde gitmeyince memnuniyetsizliğin kalbe hapsedilmesi yetmez illaki çevreye de yansıyacak. Neden yaparız bunu, mutlu olmayı, her şeye rağmen sevmeyi bilmiyoruz. Ne var biliyor musunuz?

Çoğu insan arasındaki ilişki beklentiye dayalıdır. Birbirlerinden karşılık beklerler. İnsan, insana verdiği değerden bile karşılık bekler. Eğer beklentilerimizi karşımızdaki kişiden karşılayabiliyorsak, o da bizden karşılıyorsa sorun yok severiz de mutlu da oluruz. Aksi takdirde mutsuzluk, memnuniyetsizlik… İnsanlar arasındaki ilişki çoğunlukla bu şekilde ilerler. Kolay olan budur.

Biz zoru hiç sevmeyiz. Karşılığını alabildiğimiz sevgiyi nerede buluyorsak orada kalırız. Peki ya karşılık beklemeden sevenler… Kutsal kişilersiniz benim için…

Karşılıklı beklentilere dayalı bir ilişkinin hiç ama hiç bir önemi yoktur. Asıl önemli olan kutsal olan karşılıksız sevgidir. İşte bunu bulabilmek ve uygulamak çok zordur.