En İyi Kahve, En İyi Kahve Makinesi ve Kahve Markası

Bir başka yazıda Espresso, Cappuccino, Americano, Cafe Latte, Lungo, Macchiato yapabilen kahve makinelerini en iyi tam otomatik kahve makineleri başlığında incelemiştik. Şimdi de damak tadımıza uyan, çok sevilen kahvelerden bahsedeceğiz…

En İyi Kahve

1- Türk Kahvesi

Bizlerin damak tadına uyan ve dünyaca da sevilen en iyi kahve türk kahvesi. En iyi Türk kahvesi markalarının başında da Kuru Kahveci Mehmet Efendi geliyor. Yılların tecrübesiyle Kuru Kahveci Mehmet Efendi markası en kaliteli kahve çekirdeklerinden ürettiği kahvelerin mis gibi kokusu pakedi açar açmaz kendini belli ediyor. Eğer siz de kahve müdavimi iseniz ve sık sık bu marka kahve alıyorsanız çok daha hesaplı bir şekilde aylık tüketiminize göre 100gr’lık 25 paketli bu koliden satın alabilirsiniz. Siz de sık sık kahve yapanlardansanız közde kahve lezzetinde pratik kahve pişirmeye olanak tanıyan en iyi Türk kahvesi makinesi listesine göz atabilirsiniz.

2- Granül Kahve

En verimli bölgelerin yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden elde edilen granül çözülebilir kahve aromatik ve yumuşak içim özelliğiyle en iyi kahveler arasında. Sıcak süt veya suyla karıştırılarak makinesiz de yapılabilir. Dünyaca ünlü kahve markası Tchibo’nun online alışveriş sitesinde Gold selection çözünebilir kahve çeşitlerine ve diğer kahve türlerine bakabilir ve sipariş verebilirsiniz. (Tchibo kahve markası olmanın ötesinde oldukça iyi çeşitli ürünlerle haftalık temalar da yaratıyor). İndirim kuponları ise buradaki Tchibo Hediye Kuponu sayfasından bulunabilir.

3- Nescafe Gold Kahve ve Kahve Makinesi

Nescafe Gold, Nescafe’nin aroması en yüksek mis kahve kokulu markası. Nescafe Klasiğe oranla fiyatı biraz daha yüksek olsa bile mağazaların alışveriş kuponları ile online siparişlerde daha ucuza geliyor. İster sıcak suyla veya isterseniz süt ilave ederek içebilir ve sunabilirsiniz. Sürekli kullanıyorsanız internetten çoklu (koli) siparişi vererek alışverişi çok daha ucuza getirebilirsiniz. Ayrıca Nescafe Gold kahve makinesi hem hesaplı hem de pek çok kahve çeşidini yapabileceğiniz en iyi kahve makinelerinden. Mutlaka inceleyin!

4- Espresso

En iyi kahve espresso sevenler için bu ince öğütülmüş çekirdekli, yoğun lezzetli Tchibo espresso kahve. Mükemmel köpük için Barista Espresso’yu tercih edebilirsiniz.

5- Filtre Kahve

Filtre kahve tercih edenlerin en çok tavsiye ettiği Tchibo filtre kahve en iyilerin başında geliyor. Hafif kavrulmuş öğütülmüş lezzetli filtre kahve hazırlamak için tercih edebilirsiniz. Online sipariş verirken tikokupon’un Tchibo indirim kodu ile fiyatını düşürebilirsiniz. Filtre kahve hazırlamak için uygun en iyi filtre kahve makineleri yazısı bu konuya ilgi duyanlara rehber niteliğinde hazırlandı. İçeriğinde ucuz ve iyi özellikte filtre kahve makineleri yer alıyor.

En İyi Kahve Makinesi

1- Telve Pro Türk Kahve Makinesi

Online alışveriş sitesinde satışa sunulan Telve Pro Türk Kahve Makinesi. Türk kahvesini hızlı ve çok miktarda hazırlamak isteyenler için en iyilerden biri. Özellikle Cafe ve Restoranlar için ideal olan bu kahve makinesi çok tavsiye edilenler arasında ve Arçelik güvencesi ve servis kalitesiyle satışa sunuluyor.

2- Cafissimo Kahve Makinesi

Cafissimo kapsüllü kahve makineleri Tchibo sevenlerin en çok tercih ettiği. Mükemmel kahve için dizayn edilmiş olan Cafissimo kapsüllü kahve makineleri 5 farklı modelden oluşuyor. Cafissimo Mini, Cafissimo Pure, Cafissimo Classic, Cafissimo Latte ve Cafissimo Tuttocaffe. Bu kahve makinelerinin her biri tek tuşla mükemmel kahve lezzeti sunmak için tasarlanmış.

3- Delonghi Tam Otomatik Kahve Makinesi

Geleneksel İtalyan kahve lezzetlerini (özellikle Cappuchino, Espresso vb.) sevenler için tasarlanmış mükemmel kahve makinesi. Tam otomatik olma özelliğiyle beraberinde pek çok kolaylık sunuyor. Delonghi patenti altında satışa sunulan bu tam otomatik kahve makinesi daha çok Cafe, Restoran ve küçük işletmeler için ideal.

Kahvenin Kaç Yıllık Tarihi Var?

Bir kelime oyunu oynadığımızı varsayalım. Öyle ki ben size kelimeler söyleyeyim, siz de bana çağrıştırdıklarını… Oldukça zengin bir tablo çıkacağından eminim, bir kelime hariç… Kahve… Kahve denilir denilmez onu tanımlayan ilk kelime “keyif” oluyor… Hakkını vermek lazım, dost sohbetlerin, doyumsuz bir manzaranın, tatlı bir yorgunluğun, sabah mahmurluğunun, kız isteme seremonilerinin, gün arası molalarının en sadık yarenidir kahve…

Hal böyle olunca kahvenin yanına en yakışan tanımlamada kuşkusuz keyif oluyor… Bir mekana adımımızı atar atmaz sorulan ne içersini sorusuna verilen yanıt “bir acı kahveni içerim” olsa da acı tadıyla tatlı anlara eşlik eder kahve… Atalarımız “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” diyerek taçlandırsalar da kahvenin hayatımızda olan yerini, zaman içinde kısa bir yolculuk yaptığımızda kahvenin pek de hatırının bilinmediğini görüyoruz…

Yolculuğuna Anadolu topraklarında başlayan kahve, hızlıca Avrupa’ya sıçramış ve yolculuğunun bu en önemli durağında bizden 20 kat daha fazla tüketilmeye başlamış. Dilerseniz kahvenin tarihsel yolculuğu içinde kısa bir gezintiye çıkalım ve kahveye dair merak edilen gelişim sürecine şöyle bir göz atalım…

Yolculuğumuzun ilk durağı, bu sihirli bitkinin anavatanı olan Afrika… Kahvenin bir içecek olarak tüketiminde çok önceleri, kahve çekirdekleri bir besin maddesi olarak tüketilmekteydi. Hatta doğu Afrika’daki bazı kabilelerin kahvenin sadece çekirdeğini değil, meyvesini de gıda maddesi olarak tükettikleri söylenir. Doğu Afrika kabilelerinde kahve çekirdek ve meyvelerini hayvani yağlarla karıştırarak elde ettikleri besin değeri yüksek küçük topları güç vermesi amacıyla savaşçılarına yedirirlermiş.

Milattan sonra 1000 yıllarında, Etiyopyalılar, kahve meyvelerini suyla fermantesi ile bir çeşit şarap elde ederek tüketmeye başlamışlar kahveyi…

İşte kahvenin uyarıcı özelliği de böylece keşfedilmiş, hatta 11.yüzyıla gelindiğinde Arap din adamları ve hekimler gizli gizli kahve içtikleri de söylenceler arasındadır.

Kahvenin Keşfi

Kahvenin keşfine dair anlatılan iki ünlü efsane vardır. Bunlardan ilki Kaldi isimli bir keçi çobanının başından geçtiği söylenir. Efsaneye göre Kaldi bir gün sürüsünü otlatırken keçilerinin yabani bir kahve çalısının kızıl kirazlarından yediğini fark eder. Keçilerin davranışlarında bir tuhaflık sezen çoban, endişelenmeye başlar ve keçileri gözlemler. Meyveleri yiyen keçiler günü hayli hareketli ve neşeli geçirmekte ama geceleri de bir türlü uyumak bilmezler… Kaldi gözlemi sonrasında ne olup bittiğini anlamak adına bu gizemli meyvenin tadına bakmaya karar verir. Ertesi gün soluğu keçileri otlattığı yaylalarda alan çoban, kahvenin canlandırıcı tadıyla tanışır. Kaldi’nin her zamankinden farklı bir çoşku içinde olduğunu civardaki keşişlerin keşfetmesi uzun sürmez. Keşişler kahve meyvelerini manastırlara taşırlar ve burada kaynatarak tüketmeye başlarlar. Artık kahve onlar için, gece boyu süren ayinlerin bir numaralı içeceği haline gelmiştir. Uzun ayinleri uyanık geçirmelerine yardımcı bu sihirli içeceğin tüm manastırlarca tüketilmesi gerektiğine inanan Hıristiyan din adamları, topladıkları kahve meyvelerini kurutmaya başlamışlar. Böylece meyvenin ithalatı da yapılmaya başlamış. Afrika’ya uzak manastırlar da kendilerini ibadet süresince uyanık tutacak meyvenin yolunu gözler olmuşlar. Kahvenin keşfine dair bu ünlü efsane zaman içinde farklı ülkelerce de benimsenmiş hatta Arap ve Türk versiyonları da tarih içinde yerine almış. Türk versiyonunda çobanımız Kaldi (ismi değiştirme ihtiyacı duymamışız) sufi tarikatının dervişine giderek yıldırım sonrası güzel kokular yayan bir ağaç keşfettiğini söyler. Böyle kahve ve kahve kavurmanın sırrı keşfedilmiş olur.

Kahve Ne Zaman Yemen’den Gelir?

Okuduğunuz üzere kahvenin Yemen ilişkisinin kahvenin keşfi ile alakası bulunmamaktadır. Kahve Yemen’de keşfinden çok uzun yıllar sonra 15. yüzyılda üretilmeye başlamıştır. Zamanla Yemen’de tekelleşen kahve tarımı bu haklı ünü de Yemen’e mal eder. Zira Yemen çok uzun yıllar boyu dünyanın kahve ambarı olma özelliğini korur. Kahvenin Yemen’le tanıştığı yıllarda, yakın Doğu’da kahve tüketimi oldukça fazlaydı. İşte bu nedenle ithalat sırasında Mocha Limanı’ndan hareket ederek İskenderiye ve İstanbul’a gelen kahve yüklü gemiler sıkı şekilde korunmaktaydı. Yemen ticaret değeri yüksek olan bu ürünü kimseye kaptırmak niyetinde değildi. Arabistan dışına çıkarılmasına müsaade edilmeyen kahve ağaçlarının bu topraklardaki hükmü de sanıldığı kadar uzun olmadı. İbadet amaçlı Mekke’ye gelen Müslüman hacılar kahve ağaçlarını ticari ya da hediyelik amaçlarla ülkelerine götürmeye başladılar. Böylece tekel de kırılmış oldu ama kahve sadece Müslüman topraklara yar olmadı. Hindistan’da kök salmaya başlayan kahve ağacı zamanla bütün ekvator kuşağına yayıldı.

Kahveyi o yıllarda bugünkü tüketim alışkanlığına en yakın kullananlar Türklerden başkası değildi. Osmanlı döneminde kahve tıpkı bugün olduğu gibi açık ateş üzerinde kavrulup, değirmenlerde çekildikten sonra içime hazır hale getirilmekteydi. Kahvenin dünya turuna geri dönecek olursak, bu kutsal içeceğin en önemli dönüm noktasını Arap tacirlerin baharat yolu üzerindeki yolculuklarına bağlamak doğru olacaktır. Venedik ve dolayısı ile Avrupa’ya baharat yolu ile ulaşan kahve, Venedik sokaklarında limonatacılar tarafından satılmaya başlayınca popülerliğini kazanmış, pek çok Avrupalı tacirin deniz aşırı seyahatlerinin vazgeçilmez yol arkadaşı haline gelmiştir. Kahve tacirlerle dünyayı dolaşadursun, hızla edinilen bu popülarizme memnun olanlar kadar karşı çıkanlar da oluşmaya başlamış. En başta Katolik kilisesi kahveyi reddetmiş ve ona “şeytan içkisi” adını takmış. Ancak kahve, Papa tarafından kutsanınca bu müttefik harekette son bulmuş.

Çeşitli ülkelerin kahve tadım farklılıkları günümüzde kahvenin çeşitlenmesinde de önemli rol oynamış durumda. Mesela İtalyanlar güne Espresso gibi sert bir kahve ile başlıyor. Türk kahvesi ise Espresso’dan daha sert ve dolgun tadda. Cappuccino, Latte gibi pek çok kahve çeşidini saymak mümkünken günümüzde tam otomatik kahve makineleri sayesinde gerek cafe, restoran veya otellerde, gerekse ev tipi kahve makineleri ile evlerde çeşit çeşit farklı damak tadlarına uygun kahveler yapmak mümkün hale geldi.